Yarımburgaz-Bahçeşehir-Küçükçekmece Kasım 2019
Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünde öğrenime başlayan öğrencilerimize yönelik düzenlemekte olduğumuz dönemin ilk arazi çalışmasını Yarımburgaz Mağarası, Bahçeşehir semti ve Küçükçekmece Lagününe Kasım ayının ilk haftası içinde gerçekleştirdik. İlk hedef noktamız olan Küçükçekmece gölü kıyısına hareket edildi. Hareket noktamız olan Marmara üniversitesi Göztepe Kampüsünden ilk varış noktamız olan Küçükçekmece lagününe giderken yol boyunca İstanbul’un gelişim süreçleri hakkında bilgilendirme yapıldı. Özellikle İstanbul boğazının iki yakasını birbirine bağlayan ilk köprünün yapımı öncesi ve sonrasında İstanbul’daki mekânsal değişim üzerinde duruldu. İstanbul’un metropol bir şehir haline gelmesindeki süreçlerden bahsedildi. Küçükçekmece lagünü kıyısına ulaşıldıktan sonra lagün gölü oluşumu süreçlerini Atilla Karataş hocamız açıkladı. Öğrencilerimizin sorularının cevaplandırılmasından sonra Marmara Denizi kıyısından lagünün gideğeni boyunca kuzeye hareket edildi. Bir zamanlar İstanbul’un banliyösü olarak düşünülen Küçükçekmece Halkalı hattından geçilerek ikinci inceleme noktamız olan Yarımburgaz Mağarasına ulaşıldı. Burada mağara oluşum süreçleri, yerleşme tarihi ve Yarımburgaz mağarası ve çevresinin yerleşme tarihi bakımından önemi ile bu sahada yapılan kazılardan elde edilen bulgular üzerinde duruldu. Bunlara ilave olarak Dr. Öğretim Üyesi Atilla Karataş hocamız mağaranın oluşum süreçleri ve Sazlı Dere vadisi ile ilgili bilgilendirme yaptı. Bu çalışmamız sırasında Mağaraya girişinin açık olması mağara içinde öğrencilerimizin inceleme yapmasına imkân verdi. Karstik arazide doğal şartlara bağlı olarak gelişen mağarada insan eliyle yapılan şekillendirmelere dikkat çekildi. Mağaradaki incelemelerimiz tamamlanınca sonraki durağımız olan, 19.yüzyıl sonlarında İngiltere’de ilk örnekleri görülen “Tomorrow Gardens Cities” tipinden hareketle 1980’lı yılların sonunda İstanbul’un batısında ve İstanbul şehir merkezine yaklaşık 35 km mesafedeki Bahçeşehire geçildi. Burada önce 18. Yüzyıl sonunda sanayileşme ile İngilterde yaşanan gelişmeler ve şehirlerin kurulup gelişmesi, fonksionel değişiklikler, şehirlerin kalabalıklaşması alt yapı sorunları ve in kuruluş süreci ve zaman içerisindeki değişimin üzerinde durulan, şehirleşme süreçleri ve bunların ortaya çıkardığı durumlar açıklanarak “Tomorrow Gardens Cities” tipi yerleşmelerin gelişme süreçlerine vurgu yapıldı. Bahçesehir’in kurulmasından sonra İstanbul’un batısına yönelik mekânsal değişim konusunda değerlendirme yapıldı. Buradaki kısa yerleşmenin morfolojisini incelemeye yönelik incelemeden sonra Başakşehir, Kayaşehir turu ile günü birlik arazi çalışması tamamlanmış oldu. Bu çalışmada bana destek olan Dr. Öğretim Üyesi Atilla Karataş’a teşekkür ederim. Arazi çalışması sırasında çekmiş olduğum bazı fotoğraflara aşağıdaki fotoğraflar butonuna tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Şeki Müftüsü Selim Efendi
Bazı insanlar vardır ki, yaptığı faaliyetler hem kendi yaşadığı dönemde, hem de kendinden sonraki dönemde büyük iz ve etki bırakmaktadır. Gene Dünyanın farklı bölgelerinde bazı insanlar kişisel gayretleri ile toplumsal yapı ve kültürel hayat üzerinde inanılmaz etki bırakırlar. Bu şahsiyetlerden biri Azerbaycan’ın Şeki bölgesinde SSCB döneminde Şeki Müftülüğü’ne atanmış olan Selim Efendidir. Küçük yaşta yetim kalmış olan, kendi gayreti ile dini bilgisini geliştiren, zamanın şartları itibarı ile bıkmadan usanmada dini hayatı geliştirmek üzere mücadele eden Selim Efendi; verdiği mücadelenin meyvelerini görme bahtiyarlığına ermiş bir Allah dostu idi. Kendisini ile ilk tanışmamız 2013 yılında Azerbaycan seyahati sırasında olmuştu. Bir kahvaltı masasında anlattıklarını duyduğumda gerçek bir karamanla aynı masada oturduğumu anlamıştım. Azerbaycan’daki dini hayatla ilgili anlattıklarını kaydetmiştim. Türkiye’ye dönünce yaptığım kayıta ses olmadığını görünce çok üzülmüştüm. Bunun üzerine 2015 yılında Azerbaycan’a bir gezi daha düzenledik ve duraklarımızdan biri gene Şeki idi. Selim Efendi bizi kırmadı ve öğrencilerimizle bir araya gelmeyi kabul etti. Bu ziyaret sırasında anlattıklarını bu sayfada yayınlamıştık. İsteyenler bunun 2015 kaydını inceleyip, seyredebilirler. Zaman içinde aklımın bir köşesinde bir Azerbaycan seyahati düşüncesi oluştu ve nihayetinde 2019 Haziran ayında tekrar yolumuz Şeki’ye düştü. Kendisini ziyaret etme isteğimizi kırmadı ve sağlıkla ilgili sorunları olmasına rağmen bir akşam yemeğinde bir araya geldik. Gene geçmişten; SSCB dönemi, dini alana yönelik çalışmaları, SSCB döneminde dini hayat, Şeki caminin yeniden ibadete açılması, Türkiye’den Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş sayesinde aldığı yardımlarla kuran kursu kurması, burada yetişen hafızların Azerbaycan’daki camilerin çoğunda görev yapması üzerine konuşmuştuk. Bazen dostlar arasında konuşulurken şöyle bir soru sorulur: “Son zamanda seni en mutlu eden şey nedir?” diye. Tabi ki farklı olaylar bizi mutlu eder ve etkiler. 2019 yılı içinde benim için hep hatırlayacağım olaylardan biri “Şeki Müftüsü Selim Efendi ile geçirmiş olduğum zamandır” elbette. Maalesef kendisi Ağustos ayı içerisinde rahmeti-i rahmana kavuştu. Aşağıdaki linkten Selim efendinin ağzından Azerbaycan’da dini hayatı ilk ağızdan dinleyebilirsiniz.
Azerbaycan’ın cami ve şehitlikleri
Temmuz 2, 2019
Azerbaycan’a her seyahatimde arazi gözlemleri sırasında dikkat ettiğim hususlardan biri camileri görmek ve ziyaret etmek. Bazen şehirlerarası yolculuk sırasında ana yoldan sapmamak düşüncesiyle gördüğümüz camilere uğramadan da geçtiğimiz oluyor. Din ayı olmakla birlikte her toplumun kültürel yapısının farklı olması cami kültürünün de farklılaşmasına yol açmaktadır. Azerbaycan ve İran gibi ülkelerde cami veya mescidin bir minareli, iki minareli veya minaresinin olmamasının bir takım anlamları vardır. Minaresiz mescitler İslam’ın her inanç grubu tarafından kullanılırken, tek minareli mescitler Sünni inancına mensup olanlar, iki minareli olanlar ise Caferi ve Şii inancına mensup olanlar tarafından daha çok kullanılmaktadır. Gene cami ve mescitlerde imamın namaza durduğu mihrap bazı cami ve mescitlerde cemaatten yaklaşık 10-15 santim daha aşağıdadır. 70 yıl boyunca komünist ideoloji ile idare edilmiş bu topraklarda her türlü inancın birbirine karşı saygılı olması belki de dini alanla ilgili en dikkat çekici noktalardan biridir.
Azerbaycan’da yaşayanların Türkiye söz konusu oluğunda kullandıkları bir söz var: ”Biz bir milletin iki devletiyiz.” Bu sözün ne anlama geldiği ancak Azerbaycan’daki şehitlikler ziyaret edildiğinde anlaşılabilmektedir. Bakü’den Şeki’ye giden yol üzerinde Şamahı yakınlarında Kafkas İslam Ordusu mensubu meçhul asker şehitliği veya Bakü’de Şehitler Hıyabanı ziyaret edildiği zaman oradaki Bahtiyar Vahapzade’nin “O bir Türk askeri, kahraman, metin! / O öz kardeşine yardıma geldi” diye tanımladığı Osmanlı Askerlerinin isim ve künyeleri görüldüğü zaman “Biz bir milletin iki devletiyiz” ifadesi bir anlam bulmaktadır. Bakü’deki Şehitler Hıyabanı Azerbaycan tarihi bakımından da çok anlamlı bir yerdir. Çünkü 1920’de Ermenilerle Bolşeviklerin katlettiği şehitler ile 1990 yılında Kızıl Ordunun Bakü’de katlettiği yaşlısı genci yüzlerce Azeri’nin hatırası Şehitler Hıyabanında yaşatılmaktadır. Aşağıdaki bağlantıdan Azerbaycan’daki bazı camiler ile şehitliklerden çekilmiş fotoğrafları inceleyebilirsiniz.
Yarımburgaz-Bahçeşehir-Küçükçekmece 2019
10 Mayıs 2019
10 Mayıs 2019 Cuma günü Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğrencileri ile Yarımburgaz Mağarası, Bahçeşehir semti vee Küçükçekmece Lagününe yönelik düzenlediğimiz arazi çalışmasında ilk hedef noktamız olan Yarımburgaz Mağarasına hareket edildi. Yol boyunca İstanbul’un gelişim süreçleri hakkında bilgilendirme yapıldı. İlk inceleme noktamız olan Yarımburgaz Mağarasında Dr. Öğretim Üyesi Atilla Karataş hocamız mağaranın oluşum süreçleri ve Sazlı Dere vadisi ile ilgili bilgilendirme yaptı. Ardından mağaranın yerleşme tarihi bakımından önemi hakkında tarafımdan bilgilendirme yapıldı. Mağaraya girişi engelleyen barikatların açık olmasından faydalanılarak, mağara içinde öğrencilerimizle birlikte ve arazi incelemesi gerçekleştirildi. Sazlı dere vadi yatağının, yapılması planlanan Büyük İstanbul Kanalı’nın güzergâhında olduğuna vurgu yapıldı. Buradaki arazi incelemesinden sonra ikinci hedef noktamız olan, 19.yüzyıl sonlarında İngiltere’de ilk örnekleri görülen “Tomorrow Gardens Cities” tipinden hareketle 1980’lı yılların sonunda İstanbul’un batısında ve İstanbul şehir merkezine yaklaşık 35 km mesafedeki Bahçeşehirin kuruluş süreci ve zaman içerisindeki değişimine vurgu yapıldı. Buradaki kısa yerleşmenin morfolojisini incelemeye yönelik incelemeden sonra Küçükçekmece lagünü oluşumu le ilgili bilgilendirme yapmak ve lagünün oluşum süreçlerinin açıklamak üzere Marmara Denizi kıyısına lagünün gideğeninin ulaştığı noktaya hareket edildi. Burada Atilla Karataş hocamızın bilgilendirmesi, öğrencilerimizin sorularının cevaplandırılmasından sonra günü birlik arazi çalışması tamamlanmış oldu. Bu çalışmada bana destek olan Dr. Öğretim Üyesi Atilla Karataş’a teşekkür ederim. Arazi çalışması sırasında çekmiş olduğum bazı fotoğraflara aşağıdaki fotoğraflar butonuna tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Geyve
Mart 24, 2019
23 Mart 2019 pazar günü Geyve'ye günü birlik bir arazi çalışması gerçekleştirdik. Bölümümüz öğretim üyelerinden değerli hocamız Dr. Atilla Karataş ve yüksek lisans öğrencimiz Begüm Ekici ile gerçekleştirdiğimiz arazi çalışması sırasında çekmiş olduğum fotoğrafların bir kısmını inceleyebilirsiniz.
Küçükçekmece-Yarımburgaz-Bahçeşehir
Kasım 14, 2018
14 Kasım 2018 Çarşamba günü Marmara Üniversitesi Fen edebiyat fakültesi Coğrafya Bölümü öğrencileri ile Küçükçekmece Lagünü, Yarımburgaz Mağarası ve Bahçeşehir semtine yönelik düzenlediğimiz arazi çalışmasına başlamadan önce, üniversite kampüsünde öğrencilerimize bir tecrübe kazandırmak amacı ile güneşten faydalanarak yön bulma konusunda bir uygulama gerçekleştirdik. Ardından, ilk hedef noktamız olan Küçükçekmece lagününe hareket edildi. Yol boyunca İstanbul’un gelişim süreçleri hakkında bilgilendirme yapıldı. İlk noktamızda Dr. Öğretim Üyesi Atilla Karataş hocamız lagün oluşumu konusunda bilgilendirme yaptı ve arazi incelemesi gerçekleştirildi. Devamında hedefimiz Yarımburgaz mağarasına hareket edildi. Mağara istikametine ilerlerken yol boyunca şehirleşme, İstanbul’un konumu gibi konular hakkında bilgilendirme yapıldı. Yarımburgaz mağarası ve çevresinin tarihi dönemdeki önemine işaret edildi. Mağaranın bulunduğu Sazlı dere vadi yatağının jeolojik yapısı ve jeomorfolojik gelişimi hakkında açıklamalar Dr. Öğretim Üyesi Atilla Karataş hocamız tarafından açıklandı. Salı dere vadi yatağının, yapılması planlanan Büyük İstanbul Kanalı’nın güzergahında olduğuna vurgu yapıldı. Buradaki arazi incelemesinden sonra son hedef noktamız olan, 19.yüzyıl sonlarında İngiltere’de ilk örnekleri görülen “Tomorrow Gardens Cities” tipinden hareketle 1990’lı yıllarda kurulan Bahçeşehirle ilgili bilgilendirme yapılarak günü birlik arazi çalışması tamamlanmış oldu. Bu çalışmada bana destek olan Dr. Öğretim Üyesi Atilla Karataş’a ve Araştırma Görevlimiz Ahmet Emre Siyavuş’a teşekkür ederim. Arazi çalışması sırasında çekmiş olduğum bazı fotoğraflar ile video kayıtlarına aşağıdaki fotoğraflar butonuna tıklayarak ulaşabilirsiniz.
İran-Tebriz
Kasım, 2018
İran’ın kuzeyindeki Doğu Azerbaycan vilayetinin merkezi Tebriz Şehrinde Tebriz Sanayi, Ticaret, Madencilik ve Tarım Odasının desteği ile düzenlenen 4. Türk-İran Formuna katıldık. Türkiye’den akademisyen, iş adamları, siyasetçi ve bazı idarecilerin katılımı ile gerçekleşen toplantılarda Türkiye-İran arasındaki ticaret hacminin artırılmasına yönelik neler yapılabileceği tartışıldı. Ayrıca iki ülke arasında akademik faaliyetler çerçevesinde üniversiteler arasında işbirliği, öğrenci ve öğretim elemanı değişimi konularında izlenebilecek yollar üzerinde duruldu. Türk tarihinde önemli bir yeri olan ve özellikle Selçuklular döneminde yapılmış çok sayıda tarihi eserin bulunduğu Tebriz şehri tam bir Türk yurdu. Sokaklarında gezerken kendinizi Anadolu'nun herhangi bir şehrinde özellikle Iğdır, Ardahan, Kars, kısmen Erzurum ve Bayburt’ta hissedebilirsiniz. Çünkü konuşulan Türkçe söz konusu yörelerimizdeki ile neredeyse aynı. Aşağıdaki fotoğraflar penceresinden Tebriz’den çekilmiş fotoğrafları inceleyebilirsiniz.
TAŞKENT-BUHARA-SEMERKAND-ŞEHR-İ ŞİRAZ
Mayıs 2018
2018 yılı mayıs ayında Özbekistan'a yaptığımız gezi sırasında Taşkent, Buhara, Semerkand ve Semerkand'a bağlı Emir Timur'un doğum yeri Şehr-i Şiraz'a yaptığımız gezi sırasında çekmiş olduğumuz fotoğraflardan hazırladığım ve "Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kültür Günleri" çerçevesinde sunumunu yaptığım "ÖZBEKİSTAN'DAN GÖZLEMLER" başlıklı sunum dosyasına dosyaya git butonuna basarak ulaşabilirsiniz.
Özbekistan
Mayıs, 2018
3-5 Mayıs 2018 tarihleri arasında bir kongre münasebeti ile bulunduğumuz Özbekistan'ın Taşkent, Buhara, Semerkand ve Sebz Şehirlerini ziyaret etme imkanı bulduk. Bu şehirlerde Türk ve İslam Dünyasının gönül dünyasını şekillendiren Şah-ı Nakşibendi, Sahih-i Buhari'nin müellifi Muhammed el-Buhârî ve İmam-ı Matüridi'nin kabirlerini ziyaret ettik. Ayrıca Türk Dünyasında derin etki bırakmış bir çok İslam alimi adına yapılmış dönemin eğitim kurumları olan medreseleri görmüş olduk. 70 yılı komünist yönetim olmak üzere 100 yıldan fazladır Rus işgali ve baskısı altında kalan bölgelerde kültürün nasıl şekillendiğini anlama imkanı bulduk. BU seyahat sırasında çekmiş olduğum/olduğumuz fotoğrafların bir kısmını inceleyebilirsiniz.
Alhambra, Granada
Kasım 2017
2016 Şubatında bir grup öğretim üyesi ile İspanya’ya gitmiştik. Barcelona'dan başlayarak İspanya'nın belli başlı şehirlerini gördük. Bu gezi hem akademik, hem kültürel bakımdan bize çok şey öğretti. Gezi alanımız içindeki en önemli nokta Alhambra sarayı idi. Endülüs'ün başta İslam tarihinde olmak üzere, hem Avrupa ve hem de Dünya tarihi bakımından müstesna yeri ve öğreticiliği var. Endülüs tarihinden ders alması gerekenlerden birinin, biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olduğunu düşünüyorum. Çevremiz ateş çemberine dönmüş durumda. Bu topraklar üzerinde yaşayanların bir kısmı sanki ayrı bir dünyada yaşıyor, çevremizdeki ateş çemberi bizi yakmazmış gibi hayat sürüyor, fütursuzca olanı biteni seyrediyor. Arada bir Endülüs'ü hatırlamak, Endülüs’ün kaç yılında Emevi hâkimiyetine girdiğini, Emevi hâkimiyetinde kaç yıl kaldığını, aşağıda bir kaç örneğini göreceğiniz muazzam eserler bıraktığını ve kaç yılında yeniden Hristiyanların eline geçtiğini, Hristiyanların eline geçince, adeta taş taş üstünde kalmayacak şekilde tahrip edildiğini hatırlamasında fayda var. Emeviler, Endülüs'e 711 yılında çıktı. Yaklaşık 781 yıl hüküm sürdüler ve 1492 yılında Endülüs Emevi devleti yıkıldı. Buradan çıkarılacak sayısız ders var. Onlardan sadece biri eğer hâkim olduğun zaman, hâkim olduğun toprakları korumak, kollamak için gerekli tedbirleri almaz, rehavete kapılır, bize bir şey yapamazlar dersen sonucun büyük bir hüsran olacağıdır. Aynen Endülüs'teki gibi. Bu aralar Endülüs'ten en fazla ibret alması gerekenlerin Türklüğün son kalesi olan Anadolu'da yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olduğuna inanıyorum.
Prof. Dr. Erol Tümertekin'le ufuk turu
29 Ekim 2017
Yazdığı kitaplar, yayımladığı makaleler, yönettiği tezler ve yetiştirdiği öğrencileri ile Türk Coğrafyasına eşsiz katkılarda bulunan Değerli Hocamız Prof. Dr. Erol Tümertekin'i 2005 yılında Prof. Dr. Cevdet Yılmaz'la evinde ziyaret etmiştik. Bu ziyaret sırasında yaptığımız sohbeti kayda almıştık. Değerli hocamızla yaptığımız sohbetin, aslında çok yönlü bir ufuk turu olduğunu anlıyorum. Genç coğrafyacılara yön gösterici olması bakımından bu kaydın yayınlanmasının hocamıza bir vefa borcu olduğuna inanıyorum. Yaklaşık bir saatlik kamera kaydına hiç bir müdahalede bulunmadan yayınlamanın uygun olacağını düşünüyorum. Kendisine bir çok konuda minnettar olduğumuz hocamız ve değerli eşlerinin nur içinde yatması duası ile.
Tahtakuşlar Enografya Galerisi ve Emekli Öğretmen Ali Kudar
Kasım, 2017
Balıkesir, Edremit'te bulunan Tahtakuşlar Etnografya Galerisi/Müzesi Türkiye'de kişisel müzecilik bakımından örnek gösterilebilecek özelliğe sahiptir. Galerinin/Müzenin kurucusu Ali Kudar Bey, Köy Enstitüsü mezunu olup, uzun süre öğretmenlik yapmıştır. Ali beyin Köy Enstitüsüne başladığı dönemin şartlarını anlattığı bu kayıt, hem sözlü tarih bakımından hemde ailenin öneminin gençlere öğretilmesi bakımından büyük öneme sahiptir.
Gence ve Şeki
Nisan, 2015
Azerbaycan'a yapmış olduğumuz gezi sırasında Gence ve Şeki'den çektiğimiz fotoğraflar içerisinden seçilmiş, yol boyu yerleşmeler, köy evlerinin yapı malzemeleri, çatı tipleri, mezarlıklar, şehirdeki yapılanma, camiler gibi beşeri ve doğal ortama ait çok sayıda
ilginç ve öğretici sayılabilecek fotoğrafları göreceksiniz.
Bahçeşehir, Yarımburgaz Mağarası ve Küçükçekmece Lagünü
15 Kasım 2017
15 Kasım 2017, Çarşamba günü Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümünden Yard. Doç. Dr. Atilla Karataş, Araştırma Görevlisi Yücel Dinç, bir grup doktora, yüksek lisans ve lisans öğrencilerinin katılımı ile; İngiltere'de ortaya çıkan Garden Citys of Tomorrow akımının Türkiye'deki ilk örneği olan Bahçeşehir'den başlayarak, yerleşme tarihi bakımından dünyadaki az sayıda örneği olan, Anadolu'dan Avrupa'ya geçen insan kitlelerinin adeta aktarma merkezlerinden biri durumundaki Yarımburgaz Mağaraları ve Küçükçekmece Lagününün oluşumu ile ilgili bilgilendirme amaçlı günü birlik bir arazi çalışması yaptık. Bu çalışma sırasında çekilmiş fotoğraflardan bir kısmını inceleme imkanı bulacaksınız.
TIR dorsesinde taşınan evler
Kasım, 2017
ABD. birçok bakımdan ilginç bir ülke. Amerikan nüfusunun çok hareketli olduğunu, insanların bir yerden bir yere sürekli göç ettiğini bütün coğrafyacılar bilir. Yerleşme coğrafyası bakımından da ilginç özelliklere sahiptir bu ülke. Mesela karavan evlerde yaşamak Amerikalılar için sıradan bir durumdur. Aynı şekilde prefabrik evlerde çok yaygındır ABD'de. Karavan ve prefarik evler söz konusu olunca zaman zaman yollarda tır dorsesine yüklenmiş bir yerlere taşınan evleri görmekte mümkündür. Bu başlık altında karavan ve prefabrik evler ile bir tıra yüklenmiş şehirler arası seyahate çıkmış prefabrik bir evde göreceksiniz.
Tuğlacıbaşı Temel Kazısı
17 Ağustos 2017
Yol yarmaları, temel kazıları üzeride yaşadığımız yerin yapısal özelliklerini gözlemleme konusunda biz coğrafyacılara eşsiz imkanlar sunmaktadır. Kuyubaşı Tuğlacıbaşı Cami temel kazısı Marmara Üniversitesi Göztepe yerleşkesinin bulunduğu alanın jeolojik yapısını çıplak gözle görebilmemiz için bulunmaz bir fırsat. Cami temeli atılmadan önce kazı alanını görmenizi tavsiye ederim. Kazı ile ile ilgili fotoğrafları fotoğraf galerisinden inceleyebilirsiniz.
Mamure Kalesi-Alanya
Ekim, 2917
Akdeniz kıyısında yer alan kalelerden biri de Mamure Kalesidir. Fotoğraflarda Mamure kalesi ve Anamur'daki "muz seralarından örnekleri görüntüler yer alıyor.
Narman, Erzurum
Kasım, 2017
Erzurum'dan Ardahan istikametine doğru giderken yolumuz üzerindeki yerleşim birimlerinden biri Narman'dı. Derslerimizde öğrendiğimiz volkanik aşınım şekillerinin sadece Kapadokya ve çevresi ile sınırlı olmadığı, benzer aşınım şekillerine Türkiye'nin Kula, Gördes, Afyon ve Narman gibi farklı yörelerinde de rastlanabileceği bilgisinin üzerine Narman çevresinde gördüklerimin beni heyecanlandırdığını hatırlıyorum. Narman ve çevresindeki volkanik arazi ile aşınım şekillerine ait bazı fotoğrafları inceleme imkanı bulacaksınız.
Amerikan uzay ve havacılık tarihi müzesi
Temmuz 2011
2011 yılında yaklaşık 5 ay süre ile misafir öğretim üyesi olarak bulunduğum Amerika'da Washington DC'de bulunan Amerikan havacılık tarihi müzesini ziyaret etmiştim. Bu ziyaret sırasında çekmiş olduğum fotoğrafların bir kısmını burada göreceksiniz.
İnsan dostu veya doktor yılanlar
Haziran 2008
2008 yılında Bayburt'u ziyaret ettiğimizde Kırkpınar köyüne uğramıştık. Bu köy insan dostu yılanları ile bilinmektedir. Havaların ısınması ile kış uykusundan uyanan yılanlar yuvalarından çıkmaktadır. Yöre insanları bu yılanların bazı hastalıkları tedavi ettiğine inanmaktadır. Yılanla tedaviyi geçim aracı haline getirmiş olan bazı köylüler ellerine aldıkları yılanı vücudun hastalık olan bölgesine koymakta, burada bir müddet duran yılan inmekte veya alınmaktadır. Bilimsel hiç bir doğruluğu olmayan bu tedaviye inanan çok sayıda insan, yılanla tedavi olamak için köye gelmektedir. Kırkpınar köyünde tedavi olmak için elinin üstüne yılan koyduran yöre halkından birisinin fotoğraflarını inceleyebilirsiniz.
İspanya Barcelona (Katolonya)
Şubat 2016
2016 yılı başlarında bir grup öğretim üyesi ile birlikte İspanya'ya yaptığımız seyahat sırasında Barcelona (Katolonya) dan çekmiş olduğumuz fotoğrafların bir kısmını burada göreceksiniz. Her beşeri coğrafyacının görmesi gereken şehirlerden biri Barcelona'dır. Ayrıca Dünyanın 4 bir tarafından buraya getirilmiş olan bitki örnekleri ile müzelerde sergilenen eserler coğrafyacılarda farklı bir bakış açısı gelişmesine yardımcı olacaktır.
Belge
2017
Bazen arazide veya kütüphanede her zaman ulaşamayacağımız belge veya fotoğraflara bu başlık altında ulaşmak mümkün olacak.
Azerbaycan
2015
Azerbaycan'a düzenlenen iki arazi çalışmasına katıldım. Bu arazi çalışmasında çekilmiş bazı fotoğrafları burada göreceksiniz.
Azerbaycan Şeki Müftüsü Selim Efendi'ye kulak verin
23 Eylül 2017
Bu video kaydı birinci elden bulunmaz bir belge. SSCB döneminde Azerbaycan örneğinde din hayatı ile ilgili yaşananları, bunları yaşamış birinin ağzından Şeki Müftüsü Selim Efendi'den dinleyeceksiniz.
Roma
2017
Bir Dünya imparatorluğu başkentinden fotoğraflar
Bayburt 2013
Ağustos, 2017
I. Dünya savaşındaki en önemli savunmalardan biri Kop Geçidinde gerçekleşti.
Behramkale (Asos)
Temmuz, 2017
Yerleşme tarihi bakımından en önemli alanlardan biri Behramkale (Asos). Behramkale sit alanı girişindeki Hüdavendiğar Cami, bölgede Türk hakimiyeti ve cami mimarisi bakımından kesinlikle görülmesi gereken yerlerden biri.
Akron Üniversitesi Coğrafya Bölümü
Amerika'da bir Coğrafya bölümünden görüntüler.
Mayıs, 2011
Azerbaycan 2019
13-15 Haziran 2019 tarihleri arasında Azerbaycan'da bulunduk. Bakü, Şeki ve Gence şehirlerini gezdik. Bu seyahat sırasında hem Bakü'de Şehitler Hıyabanı'nı hem de Şamahı'daki Şehitlikleri ziyaret ettik. Bu seyaht ve ziyerteler sırasında çekmiş olduğumuz fotoğrafların bir kısmını aşağıdaki linkten inceleyebilirsiniz.
BİR MİLLETİN İKİ DEVLETİ, KAFKAS İSLAM ORDUSU, NURİ PAŞA VE ŞEHİTLİKLER
Birinci Dünya savaşı devam ederken çarlık Rusya’sında Bolşevik İhtilalinin meydana gelmesi Kafkaslarda bir otorite boşluğu oluşmasına sebep oldu. Bu otorite boşluğunu fırsat bilen bölgedeki Ermeniler Bolşeviklerle işbirliği yaparak başta Gence ve Bakü olmak üzere Azerilerin yaşadığı toprakları ele geçirmek, Ermenistan sınırlarına katmak için Azerilerin yaşadığı, şehir kasaba ve köylere baskınlar yaparak katliam yapıyordu. Ermenilerin ve Bolşeviklerin Bakü’de ve diğer bölgelerdeki masum Türklere karşı giriştikleri katliamlar üzerine Azerbaycan’ın ileri gelenleri sık sık Osmanlı Devleti’nden yardım talebinde bulunuyordu. Nihayetinde Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Mehmet Emin Resulzade 4 Haziran 1918’de imzalanan dostluk ve işbirliği anlaşmasının 4. maddesine istinaden Enver Paşa’dan yardım istedi. Osmanlı devleti I. Dünya Savaşında değişik cephelerde Çarlık Rusya’sının müttefiki olan devletlerle savaşıyordu. Kafkaslarda yeni bir cephe açmak Sorunu daha büyüteceğinden Enver paşanın kardeşi Nuri Paşa komutasında kurulan “Kafkas İslam Ordusu” Gence’den Azerbaycan topraklarına giriş yaparak Azerilere yönelik harekâtta bulunan Ermeni çetecileri bu topraklardan çıkardı. Bu harekât sırasında 1130 civarında askerimiz Azerbaycan topraklarında şehit oldu. Bahtiyar Vahapzade’nin Tenha Mezar adlı şiirinde:
“O bir Türk askeri, kahraman, metin!
O öz kardeşine yardıma geldi.
Kurşuna dizilen milletimizin,
Haklı savaşına yardıma geldi.”
diye tanımladığı bu şehitler başta Bakü, Gence, Şamahı, Şeki olmak üzere Azerbaycan’ın değişik bölgelerinde bir milletin kardeşliğini temsil etmektedir. Aşağıdaki linkten Kafkas İslam Ordusu komutanı Nuri Paşa’nın Gence’de konakladığı ev başta olmak üzere, Bakü ve Şamahı’daki şehitliklerden çekilmiş fotoğrafları inceleyebilirsiniz.