top of page

Valiye babasından tavsiyeler.

813-833 Yılları arsında halifelik yapan Mem'un un vali olarak tayin ettiği Abdullah bin Tahir’e babasının tavsiyelerini içeren mektubun bir örneğine İbn Haldun Mukaddimede (sh. 573-581) yer vermiş. Hem yöneticilerin hem de her insanın ders alması gereken öğütlerin yer aldığı metin aşağıdadır.

Rakka, Mısır ve bu ikisi arasındaki mıntıkaya, Halife Me'mun (Halifeliği 813-833 yılları arası) tarafından vali tayin edilen Abdullah b. Tahir’e babası Tahir b. Hüseyin'in yazmış olduğu mektuptur. Vali tayin edilmesi münasebeti ile oğluna hitaben kaleme aldığı meşhur mektupta Tahir, mensup olduğu hanedanlık bağlı olduğu hükümet itibariyle oğlunun ihtiyaç duyacağı, gerek ahlâki âdâb ve kaideler, gerekse şer'î siyaset ve (şer'î olmayan) hükümdarlık siyaseti ile alâkalı hususların hepsini ona tenbih ve tavsiye etmiş, ne hükümdarın ne de tebaadan herhangi bir kimsenin müstağni kalamayacağı ahlâkî faziletlere ve güzel meziyetlere kendisini teşvik etmişti. Tahir b. Hüseyn'in vali olarak atanan oğluna mektubunun metni:

Bismillahirrahmanirahim

(Allah'a hamd u sena, Resulüne salat ve selâmdan sonra, şeriki ve naziri bulunmayan Allah'tan korkmanı, O'nu saymanı, O ulu ve yüce varlığın murakabesi altında olduğunu bilmem ve gadabından uzak durmanı sana tavsiye ediyorum. Tebaam, gece gündüz koru ahiretini, eninde sonunda varacağın yeri, bağlı olduğun hususu ve sorumlu olduğun şeyi hatırlamak suretiyle, Allah'ın sana giydirmiş olduğu afiyet hilatında bulunmaya devam et. Bütün bu hususlarda, Ulu ve Yüce Allah'tan seni koruyacak, kıyamet günü onun cezalandırmasından ve elim azabından kurtaracak amelden ayrılma. Allah Taâlâ sana (valiliği nasip etmekle) ihsanda bulunmuş, idaresini senin emrine verdiği kullanna merhametli olmanı şart koşmuş, onlar hakkında âdil olmanı, onlara karşı olan muamelende onun (Allah'ın) hakkına ve hududuna göre hareket etmeni, onları müdafaa etmeni, ailelerini, kadınlarım, itibarlarını, canlarını, yol emniyetlerini korumam, sulh içinde yaşamalarını temin etmeni, bir vecibe olarak sana yüklemiştir. (Şayet hakkıyle ifa etmezsen) üzerine farz kıldığı şeyden dolayı seni muaheze edecek, o noktada seni durduracak ve hesabım senden soracaktır. (Eğer üzerine düşeni gücün yettiği kadar eksiksiz eda edersen), ondan dolayı önceden ve sonra sarf ettiğin çabalar sebebiyle seni mükâfatlandıracaktır.

Aklım, fikrini ve dikkatini bu hususa teksif et, her hangi bir meşguliyet bununla ilgilenmene engel olmasın. İşin başı ve içinde bulunduğun durumun temeli, Allah'ın ilk defa önüne getireceği ve hesabım soracağı şey de budur, ilk defa nefsini mükellef tutacağın ve davranışlarına esas alacağın şey, Ulu ve Yüce Allah'ın üzerine farz kıldığı beş vakit namaza devam etmek, bu namazları, imam olarak cemaat halinde eda etmek, abdesti güzel almak, başlarken Ulu ve Yüce Allah'ı zikretmek (iftitah tekbirinden sonra sübhaneke Okumak) gibi sünnetlerine riayet ederek namazı ifa etmek olsun. Kur'an'ı tertil ile oku. Rükuu, sücudu ve teşehhüdü güzel yap. Düşünceni ve niyetini namaza yönelt. Maiyetindekileri ve emrin altında olanları cemaatla namaz kılmaya teşvik et. Buna alıştır. Çünkü izzet ve celal sahibi Allah "Şüphe yok ki, namaz kötülükten ve çirkin şeylerden İnsanı men eder buyurmuştur (Ankebut, 29/45).

Bundan sonra yukarıdaki hususlara şunları da ilave et: Resûlüllah'ın (s.a.) sünnetine göre hareket et, onun ahlâkı üzere olmaya azmet, ondan sonra gelen selef-i salihin peşini takip et, Başına bir iş geldiği zaman, aziz ve celil Allah'tan korkup, o'na istihare et. (Yani kendisinden hayırlı olan ciheti dileyerek yardım niyaz et, kalbinde ona yönelerek, hakkında hayırlı olan hususun kalbine ilham edilmesini ondan iste). Ulu ve Yüce Allah'ın kitabında indirmiş olduğu emrine, nehyine, haramına ve helalına riayet ederek, Resûlüllah'dan gelen hadisleri rehber edinerek, seni başarılı kılmasını Allah’tan dile. Sonra izzet ve Celâl sahibi Allah için, o konuda hak ile kaim ol. Hoşlandığın veya hoşlanmadığın hususlarda yakın veya uzak olan kimseler için sakın adaletten sapma.

Dini' din âlimlerini, fıkhı, fakihleri, izzet ve celâl sahibi olan Allah'ın kitabını ve bu kitaba göre hareket edenleri daima tercih et. Çünkü kişinin kendisini süslediği şeylerin en üstün olanı, dinin inceliklerini bilmesi, bunu araştırması, bunun için teşvikte bulunması Ulu ve Yüce Allah'a yaklaşmaya vesile teşkil eden şeyleri bellemesidir. Zira tümü ile hayra delil olan, ona sevk ve onu emreden, günahlardan ve bütün felaketlerden meneden dindir. Aziz ve Celil olan Allah'ın tevfikı sayesinde kişinin onun hakkında bilgisi ve saygısı artar, ahirette daha çok yüksek dereceler elde eder. Ayrıca (senden) zuhur eden bu gibi hususlara halkın şahit olması, iktidarını ve idareni ciddiye almalarını, hükümetin karşısında heybet duymalarını, seni dost bilmelerine ve adâletine güvenmelerini temin eder. Her işinde itidal üzere ol En fazla emniyeti temin eden, en çok fazileti kendinde toplayan ve faydası en ziyade aşikâr olan şey budur. İtidal insanı doğruluğa davet eder, doğruluk tevfikın ve başarının delilidir. Tevfik ise saadete sevk eder. Dinin esası olan ve doğruya ileten sünnetler itidale istinad eder. O halde bütün dünya işlerinde ona öncelik ver.

Ahireti, sevabı, iyi amelleri, güzel gelenekleri, doğru ve yardımsever olmanın belirgin vasıflarını, çokça iyilik yapma ve bunun için çabalama hususunu talep ve takip etmekten geri durma. Ancak bu gibi davranışlardan maksadın, Allah Taâlâ'nın zatı, rızası ve ikramının mahalli olan Cennette Allah dostlarıyle birlikte bulunmak olsun. Bil ki, dünyevi işlerdeki itidalin sonucu izzet bulmak ve günahlardan arınmaktır. Her cihetten sem koruyan ve bütün işlerine elverişli olan itidaldan daha üstün hiç bir şey bulamazsın. Şu halde ona göre hareket et, onu kendine rehber edin ki bütün işlerin gerçekleşsin, gücün artsın, umumi ve hususi her şeyin düzelsin.

Ulu ve Yüce Allah hakkında hüsnü zan sahibi ol ki, O'nun seni gözetmesi tam 'olsun. Tüm İşlerde (dürüst hareket etmek suretiyle, rızasını kazanmak için) bir vesile ara ki, o sayede üzerindeki nimeti devam etsin.

Duyumunu tahkik ederek açıklığa kavuşturmadan evvel, işinde görevlendirdiğin hiç bir kimseyi itham etme, Çünkü suçsuz insanları töhmet altında tutmak ve haklarında izanda bulunmak çok ağır bir vebaldir. Maiyetinde bulunan mesai arkadaşların hakkında hüsnü zan sahibi olmayı kendine şiar edin ve bunlar hakkında hâsıl olan suizanları kendinden defet. Onlar hakkında böyle şeyler düşünme. Çünkü bu hareketin, onların senin için çalışmalarına ve çabalamalarına yardım eder. Allah'ın düşmanı şeytanın, işlerine karışmasına göz yumma. Çünkü şeytan sende gördüğü (ve husule getirdiği) azıcık bir zaafla da yetinir ve çevrendeki kişiler hakkında suizanda bulunman suretiyle seni derde düşürür Bu da hayattan aldığın hazzı azaltır (tadını tuzunu giderir).

Şuna dikkat et. Hüsnüzanda bulunmakla kuvvete ve rahata kavuşursun, bu sayede elde etmek istediğin şeyleri, seni tatmin edecek bir şekilde elde etme imkânını bulursun. Hüsnüzan, herkesin seni sevmelerini ve her şeyin istikamet üzere olmasını temin amele etmen, işlerinle ilgili hususlarda onlar hakkında araştırma ve soruşturma yapmana engel olmasın. Devlet adamları ve memurlarla doğrudan temasta olmak, tebaayı korumak, ihtiyaçlarına nezaret etmek ve sıkıntılarına katlanmak, senin için bunun şeylerden daha kolay olmalıdır. Böyle hareket etmek, dinî hükümlerin daha iyi tatbik edilmesini ve sünnetin daha ziyade ihya edilmesini sağlar.

Bütün bu hususlarda iyi niyetle ve hulus-i kalple hareket et. Yaptığından sorumlu olduğunu, işlediğin iyiliklerin mükâfatını göreceğini, kötü davranışların cezasını çekeceğini bilen bir kimsenin dikkati ile kendini düzeltmeye bilhassa dikkat et. Çünkü Ulu ve Yüce Allah, dini emniyet ve izzet (vesilesi) kılmıştır. Ona tabi olanı yüceltmiş şereflendirmiştir.

Sevk ve idare ettiğin kimselere olan muamelende, dinin usûlünü ve onun en doğruya ileten yolunu takip et. Neye müstahak iseler ve durumları neyi gerektiriyorsa ' ona göre Allah Taalâ'nın tayin ettiği cezaları suçlulara tatbik et. Bu hususta "adam, boş ver”, deme, ihmal gösterme, suçluların cezasını tehir etme. Zira bu hususta ağır davranman, halkın hakkında besledikleri hüsnü zannı bozar, Güzel ananelere uyarak bu husustaki işinde azimli ol. Bid9atlardan ve şaibeli şeylerden uzaklaş. Böyle yaparsan dinin salim, mürüvvetin kâmil olur. Ahdine vefa et, verdiğin sözü tut, birine iyilik vaad edersen, yerine getir. İyilik yap ve yapılan iyiliklere iyilikle mukabele et, Tebaandan, kusurlu olan herkesin, kusuruna ve ayıbına göz yum, yalan ve iftiradan dili koru koğuculardan (ve adam çekiştirenlerden) nefret et. Çünkü dünya ve ahiret, itibariyle işlerinin bozuk gitmesinin ilk sebebi, yalancıları