top of page

ÖZBEKİSTAN SEYAHATİ 2

Kahvaltıdan ilk günün şehir turuna başladık. Otobüsümüz Taşkent caddelerinde ilerlerken cadde, sokak ve kavşak sisteminin düzenliliği ile temizliği dikkati çekiyor. Mihmandarımız şehirle ilgili bilgiler vermeye başlıyor. Taşkent Özbekistan’ın en kalabalık nüfuslu şehri ve Orta Asya ülkelerindeki şehir içi ulaşım için ilk metronun 1970’li yıllarda Taşkent’te yapıldığını öğreniyoruz. Bu arada caddeler boyunca ilerlerken minivanların çokluğu dikkatimizi çekiyor. Aslında 5 kişilik olan bu araçların 7 kişilik hale getirilerek şehir içi ulaşımda bizdeki dolmuş taksi mantığı ile kullanıldığını anlıyoruz (Bunlarla ilgili fotoğrafları, fotoğraf galerisinden inceleyebilirsiniz). Türkiye’de büyük şehirlerdeki minibüs taşımacılığına benzer bir yapının oluştuğu anlaşılıyor. Trafikte ilerlerken daha önce de bahsettiğim trafik akışındaki karmaşa gene dikkat çekiyor. Her ne kadar hemen hemen her kavşakta bir trafik polisi varsa da sürücüler adeta ralli yarışçısı gibi araç kullanıyor. Tabi bu arada akaryakıt fiyatlarını da soruyoruz. Benzinin litresinin 1,5 ile 2 Tl arasında olduğunu öğreniyoruz. Araba ve ulaşımdan bahsederken belki bir kıyaslama yapmakta mümkün olabilir. Daha evvel iki defa Azerbaycan’a gidip dönerken Gürcistan’dan geçmiştim. Gürcistan’da trafikte gördüğümüz arabaların eskiliği, döküklüğü dikkat çekiyordu. Ülke ekonomisinin yapısı ile halkın kullandığı otomobillerin niteliği arasında ilişki olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle kullanılan otomobillerin Özbekistan’da çok daha yeni modellerden oluştuğu dikkatimi çekiyordu. Bu arada otomobillerden bahsederken yollarda karşılaştığımız kamyon, vinç gibi iş araçlarının SSCB döneminden kalan araçlar olduğu da dikkati çekiyordu. Otomobil ve iş araçlarından bahsederken eşek arabalarını yeniden hatırlamakta fayda var. Tek eşek tarafından çekilen eşek arabalarına başkent trafiği de dâhil olmak üzere her yerde rastlamak mümkündür. Mihmandarımıza bunlara bizde “eşek” denir, siz ne diyorsunuz diye sorduğumuzda “bizde eşek” diyoruz diye cevap aldık. Aldığımız cevap günlük kullanılan dilin benzerliği göstermesi bakımından ilginçti.

Şehir turuna devam ederken yavaşa yavaş merkez dışına doğru çıktığımız hissettiğimiz noktadan itibaren mihmandarımız Taşkent’te yapılanma bakımından iki şehir tanımlaması olduğunu öğreniyoruz. Tarihi Taşkent’i oluşturan eski şehir ve SSCB döneminde geliştirilen yeni şehir. SSCB döneminde geliştirilen şehrin; yüksek binalar, geniş caddeler ve caddeler kenarında yürüme yolları ve bazı kavşak noktalarında geniş park alanları dikkati çekerken, eski şehir olarak tanımlanan bölümlerde alçak binalar ve dar sokaklardan oluşan bir görünüm manzaraya hâkim hale gelmektedir.

Özbekistan’da önce Rus çarlığının işgali, ardından 70 yıl süren komünist yönetime rağmen toplumsal yapının ve Türk kimliğinin varlığını korumada bir şekilde dini hayatı yaşamaya devam etmenin önemli olduğu anlaşılmaktadır. Bu özellik devletin bağımsızlığını kazanmasından sonra İslam Kerimov’un dini yapımının geliştirilmesi konusunda büyük destek verdiği anlaşılmaktadır. SSCB döneminde kapatılan veya tahrip edilen eski cami, medrese ve türbelerin tarihi dokuyu koruyacak şekilde onarıldığı ve halkın faydalanması için kullanıma sunulduğu dikkati çekmektedir. İslam Kerimov tarihi ve dini amaçla kullanılan eserlerin bakım onarımı, yeniden yapılması işlerinin büyük önem vermiş bu yolla da halkın muhabbetini kazanmıştı ki İslam Kerimov’dan bahsedilirken büyük bir muhabbetle bahsedilmektedir.

bottom of page